Bu makale daha önce Erdem&Erdem Ortak Avukatlık Bürosu’nun websitesinde yayınlanmıştır.
Av. Helin Akbulut, Şubat 2021
Giriş
2007 yılında kabul edilen Enerji Verimliliği Kanunu’nun [1] (“Kanun”) amaçları, enerjinin etkin kullanılması, israfın önlenmesi, enerji maliyetlerinin ekonomi üzerindeki yükünün hafifletilmesi ve çevrenin korunması için verimliliğin artırılması olarak sayılmıştır. Bu kapsamda enerji verimliliği kavramı, Kanun m. 3/1-k’de, binalarda yaşam standardı ve hizmet kalitesi; sanayide ise üretim kalitesi veya miktarı düşmeksizin enerji tüketiminin azaltılması olarak tanımlanır.
Kamunun ve özel sektörün, enerji verimliliğini sağlamak için başvurduğu modellerden biri de enerji performans sözleşmeleridir. Kanun m. 3/1-j enerji performans sözleşmelerini, uygulama projesi sonrasında sağlanacak enerji tasarruflarının garanti edilmesi ve yapılan harcamaların uygulama sonucu oluşacak tasarruflarla ödenmesi esasına dayanan sözleşme olarak tanımlar.
Sözleşme kapsamında yapılacak yatırım uygulama projesi ile enerji tüketimi ve buna bağlı olarak masrafların düşürülmesi amaçlanır. Nitekim bu modelin başarılı örnekleri, başta Avrupa Birliği ülkeleri olmak üzere tüm dünyada görülür.
Kamu Tarafından Akdedilecek Enerji Performans Sözleşmeleri
Türkiye’de kamu idarelerinin akdedecekleri enerji performans sözleşmelerine ilişkin olarak Kamuda Enerji Performans Sözleşmelerine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Karar[2] (“Karar”) yürürlüğe girmiştir. Karar’ın hukuki dayanağını, kamu idarelerinin enerji performans sözleşmeleri akdedebileceğini belirten Kanun Ek Madde 1 oluşturur. Anılan ek madde ile kamu idarelerinin bu projeler kapsamında yapılacak ihalelerinde (ceza ve yasaklama hükümleri hariç) Kamu İhale Kanunu’nun uygulanmayacağı belirtilir.
Karar m. 5 (İhale usulü ve temel ilkeler) ve devamındaki hükümler kapsamında temel ilkeler sayılmıştır. Bu doğrultuda, Karar kapsamında yapılacak ihalelere ilişkin belli eşikler getirilmiştir. Karar m. 5/2 uyarınca yatırım bedelinin en az iki milyon Türk Lirası olması ve basit geri ödeme süresinin en az iki yıl olması gerekir. Sözleşme için öngörülen azami süre ise Karar m. 7/2 uyarınca, on beş yıl olarak belirlenmiştir.
Kamu idarelerince akdedilecek enerji verimliliği sözleşmeleri Kanun ve ikincil mevzuatındaki yetkilendirmeler çerçevesinde akdedilecektir. Bu kapsamda ihale (Karar m. 6 –İhale sürecine ilişkin genel usul ve esaslar) ve uygulama, izleme, doğrulama (Karar m. 8 – Uygulama dönemi, izleme dönemi ve tasarruf doğrulama faaliyetleri) gibi proje aşamalarının ilgili mevzuata uygun biçimde kurgulanması gerekir.
Enerji Hizmet Şirketi: ESCO
Kamu veya özel sektör tarafından yaptırılması fark etmeksizin, enerji performans sözleşmelerinin yüklenici tarafını enerji hizmeti şirketleri oluşturur. Uluslararası uygulamada ESCO (Energy Service Company) kısaltmasıyla anılan bu şirketler, projenin özelliğine göre finansman yükünü ve her halükarda teknik konulara ilişkin görevleri yüklenir. İlgili tesise veya alana ilişkin tetkiklerin yapılması, tasarruf edilebilecek miktarın belirlenmesi ve buna ilişkin proje geliştirilmesi ve sonucunda, ilgili projenin uygulanmasından sorumludurlar.
Uluslararası uygulamada kullanılan ESCO kısaltması yerine, Kanun ve Karar’da bu şirketler, ‘enerji verimliliği danışmanlık şirketleri’ olarak anılır. Mevzuat uyarınca, bu hizmeti yürütmek üzere yetki belgesi alınması gerekir. Kanun m. 4/1-t uyarınca şirketler eğitim, etüt, danışmanlık ve uygulama faaliyetlerini yürütmek üzere Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğü’nden yetki belgesi alabilir. Üniversiteler ve meslek odaları ise eğitim, yetkilendirme ve izleme faaliyetlerini yürütmek üzere Enerji Verimliliği Koordinasyon Kurulu’nun onayıyla Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğü’nden yetki belgesi alabilir.
Finansman Modeli
Enerji performans sözleşmeleri enerji verimliliğine ilişkin projelere yönelik önemli bir finansman modelini içerir. Bu finansman modelinde, enerji verimliliği danışmanlık şirketleri projenin teknik risklerini ve proje tipine bağlı olarak finansman yükünü üstlenir. ESCO’nun teknik riski ve buna bağlı olarak projenin performansına ilişkin riski üstlenmesi sayesinde proje idare ve özel sektör tarafından önemli bir kaynak ayırmaksızın da yapılabilir hale gelir.
Enerji performans sözleşmelerinin avantajlı bir proje finansmanı modeli olmasının en önemli sebeplerinden biri, yatırıma ilişkin geri ödemenin, tasarruf edilen miktar üzerinden yapılmasıdır. Geri ödeme tamamlandıktan sonra ise tasarruftan kaynaklanan kar, proje sahibi (idare veya özel şirket) üzerinde kalır. Aşağıda, finansman yükünü üstlenen tarafa göre değişen şekilde paylaşımlı tasarruf modeli ve garantili tasarruf modeli aktarılır.
Paylaşımlı Tasarruf Sözleşmesi
Paylaşımlı tasarruf modelinde, projeye ilişkin finansman yükünü ESCO üstlenir. Bu kapsamda verimliliği artıracak yatırım masrafları ESCO tarafından projeye aktarılır. Verimlilik tedbirleri uygulandıktan sonra tasarruf gerçekleştikçe ESCO, tasarruf miktarı üzerinden pay alır. Böylelikle geri ödemeler proje sonucunda oluşan tasarruf miktarı üzerinden, bir diğer ifadeyle proje karı üzerinden yapılır.
Proje sahibinin peşinen yatırması gereken bir bedel olmaması ve geri ödemenin proje karı üzerinden gerçekleşmesi sebebiyle bu model, özellikle yerel yönetimler tarafından avantajlı bir yapı sunar. Zira böylelikle yıllık onaylanan bütçeler kapsamında ödeneklerin diğer projelere ayrılması ve geri ödemenin tamamlanmasıyla tasarruf edilen miktarın tamamından faydalanılması mümkün olmaktadır.
Garantili Tasarruf Sözleşmesi
Garantili tasarruf modelinde, teknik risk ve projenin performans riskini ESCO üstlenir fakat finansman yükü proje sahibindedir. Bu yapıda, proje sahibi yatırım miktarını baştan projeye aktarır ve yatırımına ilişkin geri dönüşleri projede öngörülen tasarruf miktarı olarak toplar. Örneğin aylık otuz birim tasarruf öngörülen bir garantili tasarruf sözleşmesinde, tasarrufun yirmi birim olarak gerçekleşmesi durumunda, ESCO gerçekleşmeyen on birime karşılık bedeli proje sahibine aktarır. Böylelikle, proje sahibinin, tasarrufun eksik gerçekleşmesine ilişkin risk üstlenmeksizin, beklenenden fazla gerçekleşen tasarruf üzerinden kar elde etmesi mümkün olacaktır.
Özellikle mali yapı itibariyle gelişmekte olan ESCO’lar ile yapılan projelerde garantili tasarruf modelinin tercih edildiği anlaşılmaktadır. Zira mali olanaklar itibariyle ilk yatırım miktarını projeye aktarma olanağı bulunmayan ESCO’nun aylık olarak tasarruf taahhüt etmesi, teknik riski üstlenmesini mümkün kılar.
Sonuç
Enerji performans sözleşmeleri, mevzuat uyarınca da benimsenen daha yeşil, yenilenebilir enerji kaynaklarına dayanan ve verimli bir elektrik tüketimi amacının gerçekleştirilmesi için önemli bir finansman modelidir. Proje sahibi ve ESCO’nun mali yapılarına bağlı olarak tarafların paylaşımlı tasarruf modelini veya garantili tasarruf modelini tercih edebilmesi, bu finansman modelinin esnek yapısını ortaya koyar. Modelin amacına uygun ve verimli işleyişi için üçüncü bir taraf uyarınca yapılan ölçme, değerlendirme ve uygunluk tespitlerinin isabetli ve şeffaflık ilkesi benimsenerek yapılması kritik önem taşımaktadır.
[1] 02.05.2007 tarih ve 26510 sayılı ResmiGazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.[2] 21.08.2020 tarih ve 31220 sayılı ResmiGazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir